HER MEŞE AYNI DEĞİL

September 8, 2024 by
Wayana

Fıçının şarap üretim çizgisindeki yeri aslında çok net. Yaşanan depolama ve sevkiyat sorunları için başvurulan çözümlerden birisi olmuş ahşap fıçı. Daha önce amforaların üslendiği görev fıçılara geçmiş. Fıçılar bu görevi yüzyıllar boyunca sürdürmüşler. Bugünün şarap üretiminde fıçının daha farklı bir yerde olduğunu görüyoruz. Zaten fıçının tarihsel evrimiyle ilgili geniş bir yazıyı daha önceki bloglarımızdan birinde işlemiştik. Bu yazıda daha çok fıçıda kullanılan meşenin menşei itibarıyla farklılıklarının şaraba etkilerini anlamaya çalışacağız.

Şarap üretimine daha yakın olanlarla fıçı hakkında konuşmaya başladığınızda iki ana eksende konuştuğunuzu fark edersiniz. Bu eksenlerden ilki genç fıçı mı yaşlı fıçı mı olduğudur. İkinci eksen coğrafyadır. Çoğunlukla da Fransız ve Amerikan meşe fıçılarının gündeme geldiğini görürsünüz.

Biraz daha geniş bir perspektiften bakacak olursak aslında meşe ağaçları da cinsleri ve yetiştikleri yerler açısından üzümlerle paralellik gösterir. Yani meşe ağaçları da teruvarla şekillenirler. Bu yanlarıyla belli coğrafyalarda yetişen meşe ağaçları, şaraba katkıları açısından öne çıkar. Yukarıda atıfta bulunduğumuz iki eksene eklenecek pek çok başka etken de vardır belki ama nihayetinde bütün bu hammaddeyi işleyen insan olduğuna göre fıçı üretiminin şarabın tamamlayıcı sektörlerinden birisi haline gelmesi, o ülkede şarap sektörünün taşıdığı önemle ilişkilidir. Bu yazıda Türk fıçılarından söz edemiyor olmayı en önemli üzüntülerimden birisi olarak düşünebilirsiniz. Eğer bizim şaraba bakışımız ve şarabı konumlandırdığımız yer hak ettiği gibi olsaydı inanıyorum ki Anadolu meşelerinin de yetkin örneklerini konuşuyor olacaktık.

Meşe fıçının şarap dünyasında depolama ve sevkiyattan lezzete katkıda bulunan bir yere evrilmesi daha yakın tarihlere rastlıyor. Bugünün şarap severinin şaraptan beklediği ipeksi, kadifemsi yumuşaklığa meşe fıçının katkısı fark edilince üreticilerde meşe fıçı kullanma eğilimi artıyor. Bu aşamada üreticiler, her ülkenin ürettiği meşe fıçıların şaraba farklı katkılarda bulunduğunu gözlemliyorlar. Amerikan meşeleri güçlü, topraksı ve baharatlı yanlarıyla öne çıkarken Fransız meşeleri zarif tanen ve çiçeksi katkılarıyla kendilerini hissettiriyorlar. Macar meşeleri vanilya ve sedir ağacı ağırlığını daha çok hissettiriyor.

Şarap yapımcılarının hepsinin ortak kanaati meşe fıçının şaraba kattığı derinlik ve kompleks kimlik. Güzel bir melodiye eklenen vurmalı çalgıların derinliği ve dinamizmi gibi düşünmeliyiz belki de bu etkiyi. Farklı ülkelerden gelen fıçılarla aynı şarabı işleyen şarap yapımcıları, meşelerin türlerine göre fıçının katkısının farklı olduğunu çok net gözlemlediklerini söylüyorlar. Ama birini öbürüne tercih etmek gibi bir kaygıları yok. Hepsi kendince güzel olduğunu, kararı damağın vermesinin daha uygun olduğunu düşünüyorlar. Zinfandel üzümünü işleyen bir üretici Amerikan meşesinin karamel ve füme etkisi yaratırken Fransız meşesinin vanilya ve yanık tatları yansıttığını, Macar fıçılarınsa baharat kattığını söylüyor.

Şarap yapımcılarının altını çizdiği bir başka eksen de kullanımda ölçülü olmak. Meşe fıçının şarabın önüne geçmesinin en büyük tehlike olduğu konusunda hepsi fikir birliği içinde. Meşeden beklenen katkı yerine meşeden ibaret bir şarap ortaya çıktığında bu büyük bir fiyasko oluyor.

Fransız, Amerikan ve Macar meşelerinin yanı sıra Romanya, Avusturya, Slovenya’nın da özgün meşe fıçı üretimleri var. Her birinin sağladığı nitelik ve fiyat avantajı birbirinden farklı ama hepsi de şaraba kendince bir zenginlik katıyor. 

Fıçı konusunda daha söyleyecek çok söz var. Bir başka yazıda bu konuya kaldığımız yerden devam edelim.