Bugünkü şaraplarımızı veren üzümlerin dünya üzerindeki geçmişleri, insan türünün geçmişiyle kıyaslanamayacak kadar geriye uzanır. Fosilleşmiş üzüm çekirdeklerinin izini süren bilim insanları Hindistan kazılarında dinozorların yaşadığı döneme kadar uzanan örnekleri bulmayı başarmışlar. Yani yaklaşık 67 milyon yıl önce dünyada asmaların var olduğunu biliyoruz.
Temmuz ayının ilk günlerinde yayınlanan bir makale Amerika kıtasında bugüne kadar ele geçirilen en eski üzüm çekirdeğini kamuoyuna duyurdu. Bulunan çekirdeğin yaşının 60 milyon yıl olduğu ve bu üzümü veren asmanın bu bölgede o dönemde yaşamış olsa da sonradan ortadan kaybolduğu da verilen bilgiler arasında. Bu bilgileri yorumlayan akademisyenler hepimizi heyecanlandıran bir hipotezle karşımıza geldiler.
Dünyamızın geçmişindeki en büyük yok oluşun yaklaşık 60 milyon yıl önce dünyaya bir asteroidin çarpmasıyla ilişkili olduğu artık bilim çevrelerince doğru kabul ediliyor. Bu büyük felaket sonrasında dünyanın yaşadığı karanlık dönem bitki yaşamını neredeyse ortadan kaldırınca milyonlarca yıl gezegene hâkim olan dinozorların da sonu geliyor. Ama her dönemin bir sonu olduğu gibi karanlık dönemin de sonu geliyor ve dünya tekrar yeşermeye başlıyor. Bitki örtüsünün bu yeniden canlandığı dönemde yeni tropik ormanlar ortaya çıkıyor. Bilim insanları dinozorlar tarafından tahrip edilmeyen ağaçların sarmaşık asmaların yetişmesi için bir fırsat yaratmış olacağını düşünüyorlar. Dinozor türünün günümüze kadar evrilerek gelebilen örneği olan kuşların, çekirdeklerin farklı bölgelere taşınmasında kritik rol oynadığını ve bunun için çok geniş bir coğrafyaya asmaların yayılmış olabileceğini öne sürüyorlar.
Yani her zaman olduğu gibi kiminin felaketi bir başkasının saadeti oluyor. Yok olarak tarih sahnesinden silinen dinozorlardan boşalan yerlerde ağaçlar ve onlara sarılarak büyüyen sarmaşık asmalar hayat buluyor. İlerleyen milyon yıllar boyunca serpilerek evrilen memelilerin içinden bizim atalarımız olan homo grubu yaşama fırsatı elde ediyor. Sonradan Homo Sapiens adı verilen türümüz sahip olduğu temel becerileri geliştirerek dünyanın bugünkü haline dönüşmesini sağlıyor ve asmanın meyvesi üzümü işlemenin yollarını bulup bizleri şarapla buluşturuyor.
Fabiany Herrera ve Monica Carvalho batı yarı küresinde buldukları üzüm çekirdeği fosiliyle bize yeni bir heyecan verdiler. Dünyanın daha bizlerle hangi gizleri paylaşmadığını bilmediğimiz için şimdilik en yeni heyecan bu. Yarın karşımıza çıkacak yeni bulgularla belki bambaşka şeyleri konuşacağız. Ama bilim zaten bu değil mi? Daha güvenilir olanı buluncaya kadar en güvenilir olan şimdiki.
DİNOZORLAR ve ASMALAR