Bordeaux 2050: GIPTA EDİLECEK PROJE

September 8, 2024 by
Wayana

İçinde bulunduğumuz dönem, artık küresel ısınmanın olasılık değil günümüzün gerçeği olduğunu bilimsel olarak hepimize gösterdi. Bu konuda yaratılmış olan farkındalığa rağmen başarılı bir mücadele verilemeyeceği de aslında ortaya çıktı. İnsan türünün doymak bilmeyen iştahına uygun olarak geliştirdiği düzenin hep daha çok üretmek ve daha çok tüketmek olduğunu ve gelişmenin ölçümünü de bu bağlamda yaptığımızı düşünecek olursak kısa süreli kazanımlarımızdan vazgeçemeyeceğimiz ortaya çıkıyor.

Bu yazının konusu olan Bordeaux 2050 projesine bakarken Yeni ve Eski Dünyalardan birer devlet başkanının, Trump ve Macron’un iklim düzenlemesine dönük Paris mutabakatına ilişkin açıklamaları önüme geldi. Trump Paris Anlaşması’ndan çıkarak bundan böyle yükümlülükleri konusunda sorumluluk taşımayacaklarını fütursuzca dile getiriyordu. Macron, Avrupa’nın bu konudaki kararlılığını sürdürmeye devam edeceklerinin altını çiziyordu. Aynı geleceği paylaşacak olduğumuzu düşünecek olursak fikir birliği olmadığı sürece insanlığın küresel iklim değişikliği konusunda şansı fazla değil. En azından görünüm böyle

Bu değişimin kaçınılmaz olduğunu kabullenen ve şarap sektörünün karşısına çıkacak tabloya hazırlanmak için Fransa’da başlatılan bir projeye yakından bakalım istedik. Yazımızın başlığı da olan Bordeaux 2050, adından da anlaşılacağı gibi küresel ısınmayla ilgili yaşayacaklarımızın bundan yaklaşık otuz yıl sonra ulaşacağını öngördükleri düzeyin bağlar ve şaraplar üzerindeki etkisine büyüteç tutmak üzere planlanmış.

Fransa’daki Grand Cru sınıfında yer alan şarap üreticilerinden Chateau La Tour Carnet, havacılık teknolojilerini kullanarak 2050 simülasyonuyla yetiştirilen deneysel bir bağ alanı oluşturmuş. Projenin hedeflerinden bir tanesi Cabernet Sauvignon ve Merlot gibi bordo kupajında yer alan temel üzümlerin, değişen iklim koşullarında nasıl değişimlere uğrayacağını gözlemek.

Deneysel bağda sıcaklık değişimlerinin etkilerini anlayabilmek için uçaklardaki ısıtıcı kablolarına benzeyen donanım yardımıyla asmaların özsuları daha yüksek ısıya maruz bırakılıyor. Projenin sorumluluğunu üstlenen bitki-bilimci Julien Lecourt, bu uygulamayla hasat zamanının 15 günle 3 hafta aralığında değişerek öne geldiğini söylüyor. Aslında bağcılığın ve şarapçılığın esasını teruvar teşkil eder ama sıcaklık değişimine odaklanan bu proje teruvar özelliklerini göz ardı ediyor.

2013 yılında başlanan proje kapsamında 84 değişik üzüm çeşidi bağa ekilmiş. Aynı şekilde bağda yetiştirilen küçük miktarlı üzüm üretiminin şaraba dönüştürülmesi için de her üzümün işlem göreceği bir üretim hattı oluşturulmuş. Yani 84 çeşit şarap üreten mikro ölçekli şarap üretim tezgâhı var. Birinci önceliklerini kırmızı şaraplar olarak belirlemişler; hem kupajdaki temel üzümler (Cabernet Sauvignon, Cabernet Franc, Merlot, Petit Verdot gibi) hem de daha güneydeki Tempranillo ve Touriga Nacional gibi türler üzerinde çalışıyorlar. Cevabını bulmaya çalıştıkları ilk soru klasik bordo harmanının bugün kabul gören kimliğinin gerçekten tehlike altında olup olmadığı. Bunu izleyen ikinci soru da bordo harmanının kendine özgü kimliğini koruması için diğer üzüm çeşitlerinden destek alınmasının mümkün olup olmadığı.

Proje, sıcaklık değişiminin bağ hastalıklarına etkisi, verimlilik ve aromatik özelliklerdeki değişimleri de yakından izliyor. Projenin hedefinde, her üzüm çeşidinden premium düzeyde şaraplar elde edilmesi var. Ama bazı çeşitlerin hiçbir zaman istenilen yetkinlikte olgunlaşmaya ulaşamayacağı belli olmuş. Olgunlaşmayı başarabilen üzümler, gelecekte işlenecek olan üzümler.

Proje kapsamında Bordeaux Üniversitesi’yle birlikte şaraphanenin bir doktora programını finanse ettiğini de öğreniyoruz. Nasıl gıpta etmeyelim? Biz şarap üzerine çalışan genç akademisyenlerin kuru üzüm alanında çalışmaya mecbur edilmesi gibi uygulamaları duyup kahrolurken bir üreticinin üniversite iş birliğiyle doktora programına destek vermesi… Eskilerin tabiriyle söylersek:

Hayal-i yel eser serde,

Efendim nerde, ben nerde.